Powered By Blogger

15 Mart 2012 Perşembe

İMLA HATALARINI DÜZELTEREK KAZANCINI KATLADI


Bazen küçük bir fark değişiklik yaratabilir.Küçük bir değişiklik yapmak hedefe giden yolda bir aşama kaydetmemizi sağlayabilir.Tıpkı online ticaret sistemindeki imla hatalarını tek tek düzelterek kazancını ikiye katlayan girişimci gibi...

İngiliz online girişimci Charles Duncombe,çoğu zaman gözden kaçırılan ya da önemsenmeyen imla hatalarının müşterileri online alışveriş yapmaktan soğuttuğunun fark etti.
 
Bizreport'ta yayımlanan habere göre;müşterilerde güven sorunu uyandığında inandığı imla hatalarının etkisini araştırmak isteyen Duncombe,ziyaretçi başına kazancı hesaplamaya başlayarak araştırmasına start verdi.

Tightsplease.co.uk isimli sitesinde daha önceden bulunan imla hatalarını düzelterek kısa bir süre içerisinde kazancını neredeyse iki katına çıkardığını belirten Duncombe bu hataların genel online ticaret sektörüne vurulduğunda milyonlarca dolarlık iş kaybına yol açtığını,çok küçük bir imla hatasının online mağazalar içinde oldukça büyük zararlara neden olabileceğini belirtti.

Online mağazaların sitelerini oluştururken ve güncellerken otomatik imla kılavuzlarından daha fazlasına ihtiyaç duyduklarının belirten Duncombe,yayına yazı ve içeriklerden çok dikkatli bir şekilde incelenmesi gerektiğini savundu.

ÇAKIL TAŞLARI


ÇOK MEŞGUL ODUNCU


Bir gün çok güçlü bir oduncu kereste tüccarından iş istemiş;ve işe alınmış.İşin hem ödeme hem de koşulları çok iyimiş.Bu nedenle oduncu elinden geleni yapmaya karar vermiş.

 Patronu ona bir balta vermiş ve çalışacağı bölgeyi göstermiş.Oduncu büyük bir gayretle ilk gün 18 odun ağaç keserek getirmiş.

-Tebrikler, demiş patron.Çalışmana böyle devam et.

Patronun bu söylediklerinden daha motive olan oduncu,ertesi gün çok daha gayterli çalışmış.Ama ancak 15 ağaç kesebilmiş,Bu durumdan biraz mahçup olmuş.Üçüncü gün,bunu telafi edetim diye gayret etmiş.Ama sadece 10 ağaç kesip getirebilmiş.Her geçen gün kesebildiği ağaç sayısı gitgide azalmaya başlamış.Gücümde ve kuvvetimde azalma oluyor,diye düşünmü oduncu.Ve patronuna giderek özür dilemiş.Çok çalıştığını,fakat kestiği ağaç sayısının giderek azldığını söylemiş.Bunun nedenini de tam olarak çözemediğini ifade etmiş.

Patronu;en son baltayı ne zaman biledin?diye sormuş.

-Bilemek mi?diye cevap vermiş oduncu.Odun kesmekle o kadar meşguldum ki,baltayı bilemek hiç aklıma gelmedi.


HEP AYNI İŞLE MEŞGUL OLMAK...

...VE SADECE ÇOK ÇALIŞMAK

BAŞARI İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR...





KORTTA HAVLU ATTI, TENİSİN PATRONU ALDI

Tenisle küçük yaşlarda tanıştı,Hatta ilk işini tenis kortuna buldu.Tenis kortunu temizlerken bir yandan da tenis eğitimi aldı.Ancak teniste parlak bir yeteneği olmadığını görünce rotayı başka bir yöne çevirdi,tenisin patronun oldu..

Geçen hafta İstanbul'da başlayan ve bugün finali oynanacak olan WTA CHAMPİONS'TA dünyanın en iyi sekiz kadın tenisçisi ter döktü.Şampiyonanın mimarı hayatındaki her şeyi tenistem elde etmiş bir kadın :Stacey Allaester .Women's Tennis Association başkanın Allaester iyi oynamadığı için tenisi yönetmeyi seçtiğini söylüyor.

WTA'ın CEO'su ve başkanı olmamız dışında hakkınızda pek bir şey bilmiyoruz.Teniste ne zaman tanıştınız,bu noktaya nasıl geldiniz?

Kanadalıyım.Tenis hep hayatımdaydı.İlk işimi teniste buldum.12 yaşındaydım,yaşadığım yerde lokal bir tenis kulübünde toprak kortu temizliyordum.Sonra tenis oynamaya başladım ama çok iyi değildim.Ben de tenis öğretmenliğini seçtim,kulüplerde çalıştım.Ardından Kanada Tenis Federsayonu'nda görev yapmaya başladım.2006'da WTA ekibine katıldım,2009'da başkanı ve CEO'su oldum.

-İnanılmaz bir hızla yükselmişsiniz,başarınızın sırrı nedir?

 Bencede inanılmaz.İstediğim her şeyin bir gün gerçekleşebileceğine inancım.Azim,yaratıcılık,yanımda her zaman eşim ve çocuklarım gibi destekleyen kişilerin bulunması başarımın anahtarı diyebilrim .

-Ne eğitimi aldınız?

Kanada Western Ontario Üniversitesinde ekonomi okudum,ardından MBA yaptım.

-WTA'ın başında hep kadınlar mı oluyor?

Şimdiye kadar iki kadın başkanı oldu ben ikinciyim.

-Sizin yerinizde bir erkek olsaydı ne değişirdi?

Yönetimde erkekler de var.Benden önceki başkan erkekti.Çok başarılıydı.Önemli olan doğru kişini bu organizasyona liderlik etmesi,cinsiyet değil.2009'da göreve ben geldim sürem 2013'te bitiyordu ama 2017'ye kadar uzattılar.

-Tenis sizin için neden bu kadar önemli?

Hayatımdaki her şey teisten geliyor.Bu ayrıcalıklı bir durum.Çünkü sevdiğim sporun içindeyim ve tenisin bana verdiği o kadar çok şey var ki...

-Kadın tenisçilerle ilişkiniz nasıl?

Çok güçlü.Onlar içi çalışıyorum.WTA,oyunculardan ve turnuvalardan oluşan bir organizasyon.Oyuncular WTA'ın yarı yarıya ortağı.Ben de dünyada turnuvaları organize eden biriyim.Sporcuların hepsi birbirinden özel,güzel ve zeki iş kadınları..



EN PAHALLI İNTERNET BİZDE

Yüksek benzin ve pasaport fiyatlarından sonra internet fiyatlarında da Türkiye bir rekora imza attı.Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfının internet kullanıcılarına yönelik araştırmasına göre,Türkiye internet in en pahalı olduğu ülkelerden biri konumunda.Türkiye internete en zengin ülkelerinden biri olan Lüksemburg'un neredeyse 5 katı fazla para ödüyor.

TEPAV'dan yapıla yazılıl açıklamada vakfın Türkiyede  kişilerin internet kullanımlarının ne şekilde değiştiğine yönelik bir araştırma yaptığını belirtildi.

Araştırmaya göre internet fiyatlarının OECD ölçeğinde yükseklğine rağmen üç yolda evlerde internete erişim imkanı %40'lara varan oranlarda artış gösterdi.

2009 yılı verilerine göre Türkiyede nüfusun %62'sinin hayatlarında hiç internet kullanmadığı belirlenirken bu oran AB27 ülkeleri ile kıyaslandığında,Romanya ve Türkiye başı çekiyor.Hiç internete girmemiş nüfusun büyüklüğüne karşılık,son 4 yılda evden internete erişemezken,bu oran 2010 yılında %57'lere kadar düştü.

Evden internete erişimin sahip olmayan hanelerin nedenlerine bakıldığında ise internet bağlantı ücretlerinin yüksekliğinden şikayet edenlerin oranının 2007-2010 döneminde %50'den fazla arttığı görüldü.Bir diğer önemli neden de bilgisayar gibi cihazların fiyatlarının yüksekliği olarak ortaya çıktı.

"En yüksek ücret Türkiyede"

OECD genişbant istatistiklerine göre 2.39 dolarlık en düşük ve 76.11 dolarlık en yüksek megabit/saniyelik fiyatlarında Türkiye'de internetin OECD ölçeğinde en pahalı olduğu ülkelerinden biri oldu.İnternet bağlantı ücretlerine daha yakından bakıldığında farklı bağlantı hızlarına göre Türkiye'de yine OECD ülkerinin birçoğunundan daha pahalı bir servise sahip olduğu görülürken özellikle yüksek hızlarda ortalama bağlantı maliyeti Türkiye'de 621 doları bulurken en yakın takipçisi Lüksemburg da benzer bir bağlantının ortalama fiyatı 112 dolar civarında..











13 Mart 2012 Salı

100 DOLARLIK DERS

100 Dolarlık Ders

 Meşhur bir hatip konuşmasında 100 dolarlık bir banknotu elinde tutarak başladı.

200 kişilik salonda:

"Bu 100 dolarlık banknotu kim ister?diye sordu.

Salonda eller tek tek havaya kalkmaya başladı.

"Tamam bu 100 doları içinizden birine vereceğim. "Ama önce lütfen izin verin bir şey yapayım dedi ve banknotu buruşturmaya başladı.

Tekrar sordu:"Hala kim istiyor?"

Salonda aynı eller havaya kalktı.

"Pekala,şunu yaparsam ne olacak bakalım?dedi.

Banknotu yere attı ve ayakkıbısının altında ezmeye başladı.

Bir süre sonra eğildi ve parayı aldı.Banknot kirli ve buruş buruş olmuştu.

"Hala isteyen var mı?"diye sordu.

 Salonda eller tekrar havaya kalktı.

"Arkadaşlar,sanırım hepiniz çok önemli bir ders öğrendiniz.

Parayı ne yaparsam yapayım siz hala onu istemeye devam  ettiniz.Çünkü biliyordunuz ki bu banknot değerinden bir şey kaybetmedi.Hala 100 dolar değerinde bir banknot!!

İşte bunun gibi hayatınızda çok defalar verdiğimiz kararlar yüzünden ya da karşı karşıya geldiğiiz durumlar yüzünden yere düşeriz,çiğneniriz,üstünüz başınız kirlenir,çamur oluruz.Ama başımıza gelenler ya da gelecekler ne olursa olsun değerimizi asla kaybetmeyiz.Kirli ya da temiz,buruşuk ya da tutumlu olalım.O'na göre bizler paha biçilmeziz...





FİLLER NASIL EVCİLLEŞTİRİLİR?

BİR ADIM ATIN

Hayattan ve kendinizden şikayetçi olmak yerine,bugün kendiniz için küçük bir adım atın.Yapmak isteyip de yapamadığınız ya da cesaret edemeğiniz bir şey yapın.Küçük başarılar küçük başarılar için ilk adımdır.Gücünüz de var,yeteneğizde.Kötümser "yapılamaz"der,iyimser"yapilabilir"der,motivasyona sahip kişi ise "yaptım"der,her sabah sizi motive edici mesajlar dinlediyseniz zihniniz,yüreğiniz,ruhunuz coşku ve heyecanla dolsaydı,gününüz nasıl geçerdi?


Bir arkadaşınız,eşiniz veya patronunuz sizinle ilham veren enerjinizi arttıran "yapabilirsin! başarabilirsin! mesajı ile dolu bir konuşma yapsaydı içinizdeki gerçek potansiyelinizi ortaya çıkarmak için içsel gücünüzü kim bilir nasıl kullanırdınız?

Her şeyi yapabilme,her şey olabilme yaşamınızın her boyutunu istediğniz şekilde değiştirme gücünüz var.Bu yazıda düşüncelerinizi uyarmayı,yüzünüze tebessüm kondurmayı,yüreğinize umutla,ruhunuzu coşkuyla doldurmayı amaçlıyorum.


Bir turist ziyaret ettiği kasabanın yaşlı marangozuna sorar:"Bu kasaba neyiyle ünlüdür?"yaşlı adam yanıt verir:"Bu kasaba,dünyada gidebileceğiniz her gencin başlangıç yeridir.Buradan başlayarak istediğiniz her yere gidebilirsiniz."Yaşlı adam ne kadar haklı.Oysa çoğumuz yaşamın zenginliğinin hazzına varabilmek için başka bir yerde olmamız gerktiğini sanıyoruz.Önce bir noktaya gelelim,özlem duyduğumuz şeylere kavuşalım,ondan sonra mutlu olmaktan bahsedebiliriz.Şimdi buradayız.Başka bir yerde ve zamanda olmamız imkansız.Oysa alacağımız kararları 'eğer'sözcüğü yönetiyor.





Eğer üniversiteden mezun olursam mutlu olacağım...Eğer sevdiğim kişiyle evlenirsen mutlu olacağım...Eğer çok para kazanacağım bir işe girersem mutlu olacağım...bu değerle olduğumuz yerden başlamamızı engelliyor.Gücünüzü ve mutluluğunuzu baltalıyor.şu anda başlangıç noktasındasınız.Dışarıdan kazanacağınızı sandığınız güç içinizde,burnunuzun dibinde.

Filler nasıl eğitiliyor biliyor musunuz? Daha yavruyken,kalın bir zincirle hayvanın bacağı bir direğe bağlanıyor.Önceleri hayvan kaçmaya çalışıyor ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne zinciri koparabiliyor ne de direği yerinden oynatabiliyor.Fil yavrusu ayağında zincirle büyüyor ve kaçamayacağını kabulleniyor.:Özgürlük kavramını yitiriyor.İşte bu noktada ayağındaki çözülüyor ve yerine ince bir halatla bir santimetre boyutunda tahtadan bir çubuğa bağlanıyor.Fil bu koşullarda kolaylıkla kaçabilecekken olduğu yerde kalıyor.Çünkü hala var olduğunu sanıdığı zincirini asla kıramayacağına inanıyor.

Çoğumuzun yaşamı da çocukluğumuzda koşullandığımız düşünce,duygu ve inanç kalıplarının esaretinde sürüyor.Olağanüstü yetenekleriniz,gücünüz var ve kullanılmayı bekliyor.Eğer yapabileclerinizin hepsini yapmış olduğunuzu görebilseydiniz çok şaşırırdınız.Her şey olup bittikten sonra "Bunu bende yapabilirdim"dedi adam.Oysa önceleri,"yapamam"diyordu.Sonra,"belki yapabilirim"demeye başladı."Peki bir deneyeyim"noktasına geldiğinde biri yapmıştı bile.Çünkü yapan bir kişi,en başından yapabileceğine inanıyordu.Başarılı insan yaratıcı ve üretkendir.Bir şeyi ancak "yaparak",anlayabilirsiniz,yapabildeceğinizi düşünmek yetmez.

Başarılı insan başarının bir günde oluşmayacağını bilir.Adım adım hedefe yaklaşır.Ve hedefin ötesine geçer.Sizi olabileceğizin en iyisi olmaktan,istediklerinize sahip olmaktan ve yapabileciğinizden alıkoyan ne? Tembellik mi? Risk alma korkusu mu? Başarısızlık korkusu mu? Başarı korkusu mu? Tüm bu korkular bağlamadın bizi bitirir...